|
'Artık
adını sık sık duyduğum ve gördüğüm George
F. Bass ve kitapları için internetten zaman zaman
araştırma yaparken soldaki Türkçe çıkan kitabı gördüm ve
hemen peşine düştüm. |
|
Daha
o sıralarda ikinci el bulmanın mümkün olmadığı bu kitaba
bütün merak ve ilgimle hayatımın en yüksek ücretini ödemiştim,
400 TL ye yakın. Şimdi 300 - 600 TL arasında olan bu kitaba
ödediğim para helal olsun, bütün merakımı giderdi okuyunca
ve elaltı kitabı oldu konusunda. |
|
Kitabın
anlatımı çok akıcı ve anlaşılır, başka bir dünyanın içine
adeta dalıyorsunuz ve kendinizi bu büyük ailenin bir parçası
hissediyorsunuz... ' Mehmet SALİHOĞLU |
|
|
DENİZLER
ALTINDA ARKEOLOJİ
|
"DÜNYANIN
BİLİNEN EN ESKİ BATIK GEMİSİ ÖNÜMDE UZANIYORDU AMA KAZISINI
PLANLAMAK İÇİN BEŞ DAKİKADAN FAZLA ZAMANIM YOKTU." GEORGE
F. BASS
|
“Su altı
arkeolojisinin babası” George F. Bass, ilk kez 1960'ta
Bodrum, Gelidonya Burnu'nda çalışmalarına başladı ve bu
çalışma bir arkeolog tarafından yürütülen ilk denizaltı kazısı
olarak bilim tarihine geçti. George F. Bass, bu adımla
Türk ve Dünya arkeolojisinde yeni bir çağ başlatmış oldu. Tam
372 sayfalık bu eşsiz eserde, aynı zamanda bir müze ve enstitü
de kurmuş olan yazarın Bodrum ve çevresinde gerçekleştirdiği kazı
çalışmaları, ekibiyle yaşadığı unutulmaz olaylar, geliştirdiği
teknikler ve dünyanın en önemli batıklarının keşif öyküleri benzersiz
fotoğraflar ve çizimler eşliğinde sunuluyor. Yazar, çarpıcı keşiflere
imza atmadan çok önce, su altı macerasının hayatına nasıl girdiğinden
itibaren anlatmaya başlıyor hikayesini. Okur, daha öykünün başladığı
yerden itibaren bambaşka bir dünyada buluyor kendini. Yazarın
ilk antik gemi kazısından Bodrum Müzesi'ne uzanan çalışmalarıyla
devam eden eser, buluntuların da incelendiği Buzdağı'nın Saklı
Kısmı ile iyiden iyiye su altının gizemlerine ışık tutmaya başlıyor.
Bodrum sularının derinliklerinde kazı çalışmaları yaparken George
Bass ve çalışma arkadaşlarının yaşadığı korku dolu
anlarla heyecanın doruğa taşındığı Denizler Altında Arkeoloji'de,
haritalama teknikleri de orijinal çizimler eşliğinde paylaşılıyor.
Asherah ise bu filmin en önemli karakterlerinden biri.
O, George F. Bass'ın '60'lı yıllarda kullandığı 4,5 ton
ağırlığındaki ilk denizaltının adı. Çığır açan buluşlarda yazar
ve ekibinin görkemli ve en iyi dostu. Ona adını veren kişi ise
yazarın eşi Ann Bass... Denizaltı ile dalışlarına devam
eden Bass ve ekibinin çalışmalarındaki bir sonraki adım ise buluntuları
sınıflandırmaktı. Parçalar dev bir puzzle gibi sabırla birleştirilirken
fotoğraflarla ölümsüzleşen bu tarihi anlara tanıklık ettiğinizde,
nefeslerinizi tutacaksınız. Bass'ın ilk buluntularından, son dalışına
kadar su altı arkeolojisinde çığır açan çalışmalarını kayda alan
Denizler Altında Arkeoloji, filmlere konu olabilecek kadar renkli
ve maceralarla dolu bir yaşamı da gözler önüne seren, destansı
bir yapıt. |
"2002 yılının
12 Haziran günü, karım Ann ve oğullarım Gordon ve
Alan izlerken, Amerika Birleşik Devletleri'nin 43. Başkanı
George W. Bush, Ulusal Bilim Madalyası'nı boynuma astı.
Olağanüstü ödüllendirici bir kariyerin doruk noktasıydı. Bir başkasını
hayal edemem. Yeni bir akademik disiplin olarak batık arkeolojisini
yarattığım için bana ulusun en yüksek bilim onuru verilmişti.
Seremoniye kadar uzanan uzun ve bilinmez yolculuğum 1960 yılı
başında Philadelphia’da Genç Hıristiyan Erkekler Birliği'ndeki
bir dalış kursuyla başlamıştı. Hak ettiğim bu dalış sertifikası,
yıl sona ermeden antik bir gemi batığını kendi bütünselliği içinde
deniz dibinde kazan ve bu kazıdan itibaren Tunç Çağı Ege'sinde
Yakın Doğu denizcilerinin rolünü teşhis eden ilk kişi olduğum
Türkiye’deki Gelidonya Burnu'na bir biletti. |
Yepyeni bir
alanda başından itibaren bulunuyor olmakla, daha önce hiç yapılmamış
şeyleri yapma fırsatım vardı. Milli Eğitim Bakanlığı'nın izni
ve Peter’ın teşvikiyle 1960 yılında Türkiye’nin en çok
ziyaret edilen arkeolojik müzesi haline gelen bir müze kurmaya
başlamış olmaktan gurur duydum. 1964 yılında, Connecticut, Groton’da
Ann’i Amerika Birleşik Devletleri'nde inşa edilen ilk ticari denizaltı
Asherah’ı şampanya şişesini kırarak denize indirirken izledim.
Üç yıl sonra ekiplerimden biri ilk kez antik bir batığın yerini
sonarla tespit etti. 1970 yılında sadece batık arkeolojisine adanmış
bir enstitü, Su Altı Arkeoloji Enstitüsü'nü (INA) oluşturdum
ve sonra Amerika Birleşik Devletleri'nde su altı arkeolojisinde
ilk akademik programı Texas A&M Üniversitesi'nde kurdum;
bölümün şu anda basınçlı hava ile dalmada rekorlar kıran öğrencileriyle
birlikte, dört kıtada batık gemiler arayan ve kazılarını yapan
yedi öğretim üyesi var. |
Eğer sudan
korksaydım, Türkiye’de çalışmak için bir arzum olmasaydı ya
da uzmanlığım için Tunç Çağı'nı değil de nümismatik dalını
seçmiş olsaydım bir antik batığın her yönüyle kazısını yapan
ilk kim olurdu diye merak ederim. |
Ben istiyordum.
Ve hazırdım. Yoksa sadece alın yazım mıydı?" GEORGE
F. BASS |
|
|
Frederick
H. van Doorninck, Jr.
|
by
George F. Bass |
I
could not have been luckier than to have had Frederick van Doorninck
as a colleague for half a century. Fresh out of the army, and with
a Princeton degree in Near Eastern Studies, he joined me as a fellow
graduate student at the University of Pennsylvania in 1960. The
following summer he was on my excavation of a seventh-century Byzantine
shipwreck at Yass? Ada, Turkey. Had that not happened, the field
of nautical archaeology would not be where it is today, for we would
not have the revolutionary contributions Fred has since made to
the study of ancient hulls, ballast, anchors, amphoras, and warship
rams. |
Fred
served as assistant director on three of my major shipwreck excavations.
I am proud of how many resultant books and articles bear both of
our names as authors. Without his exceptional scholarly abilities,
these publications would have suffered. In 2007, at an international
conference organized to celebrate the quarter-century anniversary
of our publication of the Byzantine wreck, one speaker referred
to us as the Fred Astaire and Ginger Rodgers of nautical archaeology
– indeed, neither of us could have accomplished alone what we have
done together. |
Discussions
with Fred led me to incorporate the American Institute of Nautical
Archaeology (now INA) in 1972, and when INA affiliated with Texas
A&M University in 1976, he left his teaching position in classics
at the University of California, Davis, to become one of the original
faculty of Texas A&M’s new Nautical Archaeology Program, working
half-time for INA. |
Why
is Fred unique? There are archaeologists with longer lists of publications,
but no one has contributed more new knowledge to our field than
Fred van Doorninck. His creativity is always directed toward new
areas of research, areas that involve seeing things that no one
else has seen before. He does not catalogue and arrange facts, or
synthesize other people's ideas. He does not tackle ordinary problems.
He gravitates toward the hard nut to crack, because he feels, rightly,
that that is where his special talent lies. |
|
When one
takes his approach to scholarship, it means tying a large millstone around
one's neck. There is no large body of literature to turn to, but endless
preparatory work. Our Yass? Ada excavation publication was delayed nearly
a decade because Fred was working in a vacuum, trying to understand how
an ancient, wrecked ship was built, rather than looking in library stacks
for parallels for the artifacts on board. I and the other authors were
frustrated and unsympathetic. But no one before had known how the change
from shell-first to frame-first ship construction took place (with its
major technological, economic and historical implications), or even how
to look for it. Thus, Fred spent years gathering necessary measurements
and other data for the successful study that led to his understanding
the change. This was all new, yet a search through the literature shows
that understanding and tracing this change is now a major research concern
– all begun by Fred, the first person ever to restore on paper the hull
of an ancient Mediterranean shipwreck from its fragmentary seabed remains.
He then turned this new branch of scholarship over to J. Richard Steffy
and moved on to other things. |
Although
he is intuitive, Fred's successes come from infinite patience. How many
dozens of references to the early history of the warship ram were wrong
because no other scholar made the effort he made to review the evidence?
His discovery was not due to serendipity but to thoroughness. He reviewed
all of the published early representations of rams on pottery, and then
turned to those on ancient fibulae, going over old ground. But he found
it difficult to make out published representations on the fibulae, so
he went back to original excavation reports until he discovered the one
fibula, published decades earlier, that changed the date of the introduction
of the ram. Why had no other scholar working on this problem noticed it?
He later bracketed the ram’s entire history by writing on the demise of
the waterline ram. |
The length
of time it takes to gather the data for Fred’s work cannot be overemphasized.
He spent the equivalent of a year of ten-hour days working on the anchors
from the Byzantine ship, using an extremely complex process of restoring
them to the condition in which they could be studied. But his work should
not be measured by the physical techniques he uses, but what he does with
the information he retrieves. What other archaeologist could have reached
the same valid conclusions about the metallurgy, weights, and uses of
ancient anchors? Fred had opened another area of research, which is now
commonplace. |
Fred next
was the first to study in detail evidence for the re-use of amphoras as
transport jars. This is no minor accomplishment, the amphora being one
of the most common artifacts of antiquity. Yet the discovery came about
only after he had spent several spring semesters in Turkey in the careful
cleaning and scrutiny of amphoras from our wrecks. Taking from an hour
to four days to clean just one of hundreds of amphoras, he found few assistants,
including graduate students, who could clean graffiti on amphoras carefully
enough for him to study. |
A combination
of these last two pursuits on the 11th-century Serçe Liman? shipwreck
allowed Fred to determine why the Y-shaped anchors of the period were
formed as they were, and that at least one of the names in graffiti on
the ship’s amphoras was an abbreviated Slavic name. The last discovery
led him to learn to read Bulgarian, Russian, and Rumanian and from that
he determined that the ship was sailed by Hellenized Bulgarian merchants
who lived on the north coast of the Sea of Marmara near Constantinople.
Underwater archaeology is not just about diving! |
Fred’s current
passion is the new study of capacities of Byzantine amphoras, in which
he has trained former Texas A&M graduate student Peter van Alfen, now
a curator at the American Numismatic Society and an INA director. Their
study of the globular amphoras from the Yass? Ada is shedding new light
on the military reforms of the emperor Heraclius and the last campaign
in his war against the Persians, while Fred's study of the capacities
of the Serçe Liman? amphoras has revealed that such studies have unexpected
potential as a source of economic history. |
Archaeologists
usually make their names in areas of specialization. But once Fred has
tackled a problem and solved it, he moves on, rather than becoming "the
grand old man" of that subject. Others of us can bring public awareness
to underwater archaeology, and organize and raise necessary funds for
excavations. But none of us can do what Fred does. |
And it is
fun to be with Fred and his wife Betty Jean, neighbors in both Bodrum,
Turkey, and College Station, Texas! |