MARMARA
ADASI (PROKONNESOS)
|
Yazı
ve fotoğraflar: : Mehmet SALİHOĞLU
0532 2457643 - 0216 5260381
|
|
|
Tavsiye üzerine gittiğimiz Çınarlı köyü hakikaten şirin bir balıkçı köyü. Denizi temiz ve uzun bir plajı var. Sıcağı pek hissetmedik zira üşütmeden esen rüzgarlar bol. Pansiyonculuğun da yaygın olduğu bu köyde 3 yataklı, içinde mutfağı banyosu olan müstakil odaya günlük 30 milyon verdik. Yemek bize aitti. Köyde bakkal ve marketler, lokantalar, çay bahçeleri sebze meyva satan manavlar, bir kasap, bir fırın da mevcut. Köye ilk gelişimde fırından gelen mis gibi ekmek kokusu burada daha da kilo alacağımı hissetmeme sebep oldu. Ekmek harika... Her gün kumsala yanaşan bir kayıkta da açma, kurabiye gibi çeşitli unlu mamüller satılıyor. Günlük balık yeme imkanı bulduğumuz bu köyde balık almak isterseniz sabah erken kalmanız gerekiyor zira talep çok balık kalmayabiliyor. İstavritin kilosu 5 milyon, uskumrunun kilosu 10 milyon. Akşamları genellikle bol bol balık yedik. |
Mutlaka belirtmem gereken bir husus da köyde sağlık ocağı var, doktor yoktu! Biz orada iken bir turistin kalp krizinden vefat ettigini duydum. Bu duyumum öncesi sık sık yapılan anonsta, köye gelen yerli turistlerden varsa bir doktorun sağlık ocağına çağrıldığını duyduk. Baþka bir sabah iskeleye doğru tam yol gelen bir balıkçı sandalı gözüme takıldı. Hemen iskelenin karşısındaki kahvehanede de diğer köylüler sandalın tam yol geldiğini farketmişler aralarında bu işte bir tuhaflık olduğunu konuşuyorlardı. Sandal iskeleye yanaştı ve birden kalabalık oldu. Ardından bir taksi geldi. Öğrendiğim kadarı ile balıkçı denizde fenalaşmış ve bir an önce kendisini karaya atmak istemiş. |
Bir balıkçının yerli turistlere sitemi: Kumsalda kayıklarla denize girenler içiçe oluyor bazen. Bazı turistlerin çocukları sandalların içine giriyor, tepiniyor, karıştırıyor, en önemlisi sandalın içine kum girmesine sebep oluyorlar. Çocuklara bazen büyükler de katılıyormuş. Yaşlı bir balıkçı teknesiyle uğraşırken sohbetimizde bana bu konuda şikayette bulundu. Sonuçta teknenin boyasına zarar verilmiş oluyor. Onun için bu gibi yerlerde turistlerin daha dikkatli olması gerekir. |
|
Saraylar beldesini gezerken Sayın Rahmi KOÇ'un yakınlardaki eski mermer fabrikasını gezdiğini öğrendim. İnşallah burayı satın alır ve müzesine dahil eder de yok olmaktan kurtulur bu fabrika. Hatta İstanbul-Marmara Adası hattına müzesi veya ilgili şirketi aracılığıyla özel turlar düzenleyerek hem kültürel turizm hem de deniz turizmini daha organizeli şekilde hayata geçirebilir. |
Marmara Adası'nı karadan bir rehber eşliğinde turlamak istedim ama deniz turu vardı. Kara turuna fazla ilgi olmadığı için düzenlenmediği söylendi. Arazi aracıyla çıkılabilen yerleri maalesef göremedim. Çınarlı ile Saraylar arasındaki yüksek tepelerde Ortaçağdan kaldıkları muhtemel şatoya benzeyen yıkıntıların olduğunu okuduğum kitaptan öğrendim. Kimbilir adada daha nice güzellikler ve eski eserler var ama bizzat ulaşamadım. Bu kadarı için de Allaha şükürler olsun. |