MAKALELER
"Marin Shop"lar ve denizden çıkarılan malzemelerin-ganimetlerin değerlendirilmesi" - Prof. Erdoğan AKSEL
Dış ülkelerin turistik sahil yörelerine yaptığım gezilerde, en çok ilgimi çeken şey plajlarının, deniz sporlarının, balık restoranlarının yanında deniz ile ilgili hatıra eşyalarının satıldığı dükkanlarıdır.

Bu dükkanlarda o yörelerin denizlerinden çıkarılarak hatıra eşyasına dönüştürülmüş, konserve edilmiş balıklar, biblo haline getirilmiş ıstakoz, pavurya, deniz örümceği gibi kabuklu hayvanlar, deniz kabukları koleksiyonları, mercan çeşitleri, polyestere gömülmüş deniz canlıları, köpek balığı dişleri veya çene kemikleri gibi objeler satılır. Aynı zamanda turist avcılar tarafından yakalanan (trophe) bir mücadele sonrası kazanılmış ganimetlerin, zamanla bozulmayacak, dekoratif eşyaya dönüştürülmesi için gerekli konserve işlemleri de yapılır. Bunların yanında gemi maketleri, şişe içinde gemiler, dümen dolapları, deniz haritaları, denizciliğe ait binlerce parça eşya bu dükkancıklarda yer alır.

İşte bu özlemimden yola çıkarak bizim de tatil yörelerinde böyle (Marin shop) dükkancıklarının neden bulunmadığını hep kendime sorarım.

Bunun öncelikle bizim balıkçılarımızın balık dışında hiçbir şeye kıymet vermemesinden, denizden çıkarılan diğer malzemelerin nasıl değerlendirileceğini bilememesinden veya bu işe kendini verecek amatör deniz tutkunlarının bulunmamasından kaynaklandığını sanıyorum. Bilgi olmazsa elinizdeki kaynakları değerlendiremezsiniz, satılacak ürün bulunamaz ise onları pazarlayacak dükkan da doğal olarak bulunamaz.

Halbuki Bodrum limanında kale önünde deniz kabukları, sünger satan seyyar satıcılar var ama onlar bu işe kolayından yaklaşıp uzak doğu denizlerinin doğru dürüst kurutulmamış deniz atları ile o yörelerin işlenmiş bazı deniz kabuklarını, mercan parçacıklarını ithal eden kişilerden hazır olarak alıp satışını yaparak karlarına bakıyorlar. Ama sattıkların ürünün Bodrum yöresi ile ilgisine gelince kel alaka, bu husus onları hiç ilgilendirmiyor.

Bizim süngercilerin çıkardıkları yerli kabukları işlemesini bilmedikleri için bir sepet içinde olanca çirkinliği ile teşhir ediyorlar ama kabuklar işlenmemiş oldukları için albenisi olmuyor, onlarla hiç kimse ilgilenmiyor. Halbuki yerli süngercilerin işlemesini bilip, temizleyip, bembeyaz hale getirdikleri Bodrum süngerlerini yabancı turistlere pazarlayabiliyorlar.

O halde önce denizlerden toplanarak değerlendirilebilecek bu ganimetlerin neler olduğunu ve bunları nasıl hediyelik eşyalar şekline dönüştürebileceğimizi anlatarak, balıkçıları, süngercileri, denizi sevenleri, olta balıkçılarını, balık adamları, rıhtımlarda işsiz dolaşan bir sürü gençten birini, bilinçlendirelim. Onlar çıkardıklarını işleyebilir hale gelsinler (Marin Shop) ların kurulup satış olayı arkasından gelsin diyerek Ganimetlerin değerlendirilmesi adlı bir kitapçık hazırlıyorum.

Hangimiz boş zamanlarımızı değerlendirmek için gittiğimiz deniz kenarlarında çıplak ayak kumlarda yürürken, önümüze çıkan ölü bir pavuryayı veya bir deniz kabuğunu o günün ganimeti olarak evimize götürmeyiz, ama sonra onları herhangi bir yere atarak unutur, kokutur, sonra da çöpe atarız.

Halbuki değişik metotlarla bu ganimetleri (prepare) ederek işleyerek onlardan çok hoş objeler yaratabiliriz ve kaşınızda duran bu objeler ile hatıralarınızı taze tutabilir, işlerken de boş zamanlarımızı değerlendirebiliriz. Hatta onları deniz malzemeleri satan dükkanlara satarak maddi imkan da sağlayabiliriz.

İşe profesyonel balıkçılardan başlarsak; ağlarını ayıklarken değeri yüksek balıkları aldıktan sonra, ağların temizlenmesi sırasında, ağlara dolaşmış kabuklar cinsinden hayvancıkların (pavurya, deniz aynaları) cinsine bile bakmadan (aralarında çok kıymetli canlılar olabilir) bacaklarını kırıp ağdan kolayca çıkarıp denize atarlar. Halbuki bunları ağlardan bacaklarını kırmadan usuca ayırsalar değişik metotlarla değerlendirebilirler, yahut sandalın küpeştesine ağlarla gelen kum, taş yığınları içinde bir sopa parçası ile karıştırsalar, küçük balıklar, deniz iğneleri, deniz yıldızları, pavurya yavruları gibi malzemeleri ayıklayıp içinde mavi ispirto olan bir kavanoza atıp daha sakin bir zamanda işlemek üzere bir kenara koyabilirler. Denize çıkmadıkları zamanlarda da bu malzemeleri işleyerek hem zamanlarını hoşça geçirirler, aynı zamanda yaptıkları sanat eserlerini sergileyerek maddi kazanç da elde edebilirler.

Bırakınız çok ince fanyalı ağlarla denizi tarayıp enteresan deniz canlıları yakalamayı, bu atılacak yığın içindeki canlılar bile sizlere üzerinde çalışabilecek epeyce malzeme sağlar. Ancak bakmasını, onları kumlardan ayıklamasını bilmek sonra da bunları değerlendirip bir hediyelik eşya olarak ortaya çıkarmak becerisini göstermek gerekir.

Üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizde, denizin kullanılmasını yalnız balık tutmak olarak algılamak fevkalade yanlıştır. Coğrafyanın bize cömertlikle verdiği bu olanakları, denizin her nimetini sonuna kadar kullanmak bizlere düşen bir görevdir. Neden bizim de turistik deniz kasabalarında kendin yöresinin denizlerine ait malzemenin değerlendirilip satıldığı dükkancıklar olmasın, gelen turistler de o yöreye ait orijinal örneklerden almasın?

Ancak ilk başlarda çıkacak bazı zorluklar sizi asla yıldırmasın, gerekli aletlerin bir çoğu evlerinizde nasıl olsa mevcuttur. Zorluk, hanımdan alınacak izindedir. Gerekli kimyasal malzemeleri de eczanelerde bulabilirsiniz. Bulunmayan bazı kimyasalları da kendi bayilerinden ısmarlayıp getirtebilirler, zaten işler geliştikçe gereken malzemeler yavaş yavaş bir araya gelecektir. Üzerinde çalıştığınız iş size ne gibi aletlere, kimyasallara ihtiyaç duyduğunuzu belirleyecektir.