Modelcilik Dersleri
DİNAMİK (Hareketli) GEMİ MODELCİLİĞİ GENEL KONU BAŞLIKLARI - 2
Yazı ve fotoğraflar: Ahmet GÖKÇEN
Bu bölüm yapım halinde olup dinamik gemi modelciliği ile ilgili soru-cevap şeklinde de hazırlanacaktır. Sorularınızı msalihoglu@gemimodelciligi.com e-mail adresine bekliyoruz.

Dersler Ana Sayfa Dersler: 1 2 3

Daha önceki yazımı okuyanlar hatırlayacaklardır. Radyo kontrollü tekne modellerine genel olarak bir göz atmış, genel bir fikir vermiştik. Şimdi bunun bir adım daha ötesine ilerleyelim.
Yıllardan beri RC model tekneciliğe yeni soyunan arkadaşlarımla yaptığım görüşmeler, beraberce keyifli tekne yüzdürme seansları sırasında ve kendi başıma tekne deneyleri yaptığım sürelerde aşağıda yer alan konular en sık karşılaştıklarımdı;
1) Genel eğilim sürat, yarış, spor model tekneleri idi. Scale modeller daha keyif verici olsa da sabır ve beceri istediğinden çoğu modelcinin cesaret edemediği şeylerdi. Öte yandan sürat modellerinin adrenalin salgılattığı da göz önüne alınınca tercih bu yöne kaymıştı. Bence en önemli faktör heyecan aramak olsa gerek. Ancak sürat teknelerinde hidrodinamik bilgisinin gerektiğini, özendikleri modellerin suya konup biraz gaz verince saçmalamaya başlayınca farkettiler. (bir zamanlar ben de...)
2) Önceleri modellerin sürati kimilerini tatmin ederken, sonraları "bu model daha hızlı gidemez mi" oldu. Bunun cevabını vermek aslında kolaydı ama bana yıllara ve paraya mal oldu. Bu güne kadar modelciliğe harcadığım para ile mütevazı bir daire alabilirdim. (hanım duymasın) Bana bu konuda ışık tutacak ağabeylerim o dönemde olmadığı için yurtdışından kitap getirerek, konuları inceleyip tatbik ederek, deneme yanılma yoluyla öğrendim. Dolayısıyla daha hızlının çaresi doğru model, doğru bilgi ve ne yazık ki para.
3) Scale teknelerde de boyama teknikleri, su izolasyonu, hareket edebilen fonksiyonlar (ışık, düdük, vinç vb.)
4) Daha kısıtlı bütçesi olan modelciler için plan ve malzeme temini
Bu yüzden konuya SÜRAT TEKNELERİ ile başlayacağım. Daha ileride diğerleri de yer alacaktır.
Sürat tekneleri estetik görünümden ziyade fonksiyon (hız) için yapılmış dizaynlara sahiptirler. Ancak günümüzde bu iki kriteri bir arada bulunduran kimi kitler de vardır. Benim önerim plan ve malzeme temininde zorlukla karşılaşıyorsanız kit almanız. Pek çok yabancı kit üreticisinin muhtelif sürat teknesi kitleri mevcut olup, firmaca hedeflenen hız limitleri içinde, malzemesi, donanımı, yeri ve şekli kitapçığında belirtilmiştir. Sürat teknesi modeline en kısa yoldan sahip olmanın bir yöntemi budur. (diğeri başkasının modelini satın almaktır !)
Solda Graupner firmasının bir kitinin iç ve dış donanımı görülmektedir. Motor, pil, radyo kontrol sisteminin alıcısı (receiver), dümen servosu, mekanik hız kontrol cihazı ve servosunun yeri belirtilmiş. Tek yapılacak şey kitapçığa ve planına uygun olarak elemanları monte etmek. Bu kiti denemelerim sonucu aldığım izlenim vasatın epey üstünde hız ve stabiliteye sahip oluşudur.
Olumsuz tarafı ise, hız modelciyi tatmin edememesi halinde motoru ve buna bağlı olarak da mekanik hız kontrol ünitesini, pervaneyi değiştirmektir. Burada devreye hangi motor ve kontrol ünitesi sorusu girer. Motor yeri büyüklüğü daha büyük çaplı motorlara izin verememektedir. Keza pil yeri de daha büyük voltajlı pillere izin vermemektedir. İşte çoğu kitin sorunu da budur. Çözümünü ise daha sonraki bölümlerde anlatacağım.
Ancak şunu da gözardı etmemek gerekir. Tekne kitleri olabildiğince az maliyetle üretilme amacını taşıdığından kimi sistem ve malzeme zorlamaya gelmez, bir yerde bozulup kırılıverir. Benim edindiğim bir kural var: Hiçbir kit mükemmel değildir. Mükemmele yakın giden yolun sırrı ise işin hidrodinamiği ve doğru seçim ve uygulamalardır.
Daha detaylı göz atacak olursak:
Teknenin hızlı gidebilmesi için teknenin tipi, ıslak yüzeyi, ağırlığı, o ağırlığı kaldırabilecek motor gücü ve bu gücü aktarabilecek organlar başlıca faktörlerdir. Tekne tipleri evvelce de belirttiğim gibi mono (tek) gövdeler, katamaranlar (çift gövdeler), ve hydrolar dır.
Solda Graupner firmasının katamaran örneği Systems (boy 74 cm), sağda ise mono örneği Arrow (boy 80 cm) yer almakta. Her iki teknenin karakteristik yapıları farklıdır. Ancak doğru sistemler ile çok başarılı neticelere imza atabilmek mümkün. (her iki tekneden çeşitli motorlar ile onlarca örnek yapmışızdır) Hydrolara değinmek şimdilik istemiyorum zira çok ayrı ve özel dinamiklere sahip olduğundan yapımı da kullanılması da çok zordur. (hele şu tipleri haklayın, iş ona kalsın)
Mono gövdeler dalgalı sularda da hemen hemen aynı performansı verirler. Alttan çıkan pervaneli tiplerinin dönüş yetenekleri müthiştir. Son sürat giderken bile ani dümen komutlarına hemen ve kesin tepki verirler. Kullanımları kolaydır. Özellikle Avrupa ülkelerinde dönemeçli parkurlarda yarışları çok rağbettedir. Yukarıdaki gibi kıçtan ve yukarıdan çıkan pervane sistemleri (surface prop.system) çok daha süratlidir. Seyir esnasında pervanenin yarısı suya girdiği için motor çok daha yüksek devirlere çıkabilir. Bu tür sistemin dezavantajı ise manevra yeteneğinin kısıtlı oluşudur. Ani dönüşlerde tekne spin atar, kafayı daldırır veya savrulabilir. Düz parkurlar için idealdir. Yarışları ABD de revaçtadır. Katamaran gövdeler ise mono gövdenin ikiye bölünmüş, arası boş bırakılmış tipidir. Alttan çıkan pervaneli tipi olmaz. (böyle bazı oyuncak irisi kitler vardır, uzak durun) Esnek şaftla ve yüzey pervanesi ile iyi performansa sahip olurlar. Dönüş yeteneği çok iyidir. Dezavantajı yüksek hızlarda altına hava aldığı için havalanma eğilimindedirler. Nispeten durgun sularda kullanmanızı tavsiye ederim.
Gelelim ıslak yüzeye. Sürat teknelerinde teknenin üstünden ziyade altı çok önemlidir. Teknenin üstünün aerodinamik olması yeterlidir. Teknenin gidişine etken başlıca faktörler; motorun itiş gücü, suyun ve havanın direncidir. Tekne hızlandıkça bu dirençler artacağından giderek artan stabilite bozukluklarına yol açar.
En solda katamarana, sağda monoya ait ıslak yüzeyler koyu renk ile gösterilmiştir. Görüldüğü gibi katamaranın direnç yüzeyi daha azdır. Bu alanların daha da az olması stabilite bozukluklarına, fazlası dirençin fazlalaşması nedeniyle hız kaybına neden olmaktadır. Dolayısile hassas noktayı bulmak gerekir. Bununla da bitmedi: Teknenin gidiş esnasında baş / kıç düzlemi de çok önemlidir.
Bunun için 3 -5 derece burun yüksekliği idealin başlangıcıdır.
Yine önemli bir faktör de gövdenin altının açısıdır. Açı ne kadar büyük olursa gidiş o kadar düzgün olur, ne kadar küçük olursa o kadar planning (su üstüne çıkıp kayması) etkisi çoğalır, tekne hızlanır ama stabilite sorunları başlar.

Deadrise angle: gövde altı açısı Spray rail : gövde boyunca yer alan, teknenin planning e kalkmasını sağlayan, düz gitmesine yardım eden şeritler

Chine rail: gövde boyunca yer alan şerit. Aynı işe yarar. Söz konusu açının fazla olması dalgalı sularda (deniz) daha iyi netice verir.
Gelelim ağırlık faktörüne: Temel kural tekne ne kadar hafif olursa o kadar hızlı olur. Kaba hesapla bir teknenin hızını % 10 artırmak için ağırlığı % 10 azaltmak yeterli olur. Oysa aynı hız oranını sağlamak için motor gücünü % 20 civarında artırmak gerekir. Hafif tekneler daha agresif olmakla birlikte çok oynak olur. Hele küçük boyda olursa. Ağır tekneler ise dalgalı sularda daha iyi seyir ederler. Öte yandan teknenin ağırlığından daha önemli olan ağırlık merkezinin doğru yerde olmasıdır. Teknenin ağırlık merkezi CG, suyun kaldırma merkezinden CL geride ise tekne kafa vurmaya başlar. İleride ise kafayı suya daldırır. Kaba hesap CG gövdenin arkasından 1/3 kadar öne olmalıdır.
Özellikle ağırlık merkezi hız için çok önemlidir, özenle üzerinde durmanızı öneririm. Bütün bunların yanısıra gövdenin ıslak yüzeyleri düzgün, pürüzsüz ve keskin hatlı olmalıdır. Gövde altında kıça doğru oluşan hafif eğimli çukurluklar teknenin kafasını basmaya sebep olur. Özellikle plandan yapanların dikkat etmelerini öneririm. Bu konuyu şöyle özetleyeyim: Birbirinin aynı gövdeye, aynı donanıma, aynı güce ve aynı aktarma organlarına sahip olan iki teknenin bile gidişi ve hızı birbirinden farklıdır. Sebebi yapım hatalarıdır.
Şimdi geldik motor gücüne. En önemli faktörlerden biri olması yanında, en büyük problemlerden de biridir. Doğru motor seçimi pek çok modelcinin saçının ağarmasına, cebinin boşalmasına sebep olur. (bu yüzden yıllar içinde çeyiz sandığımda 140 adetten fazla değişik tipte elektrik motoru oluştu. Dedim ya çok para harcadım diye)
Kabaca şöyle düşünün. Bir gövdeyi götürebilecek pervane çapı, bu pervaneyi döndürebilecek motor kapasitesi, elektrikli modellerde bu motoru besleyecek gerilim (volt) ve akım (amper) yani pil, bu gücü en kısa ve kayıpsız şekilde aktaracak şaft kaplin gibi elemanlar ve bu gerilimi ve akımı taşıyabilecek hız kontrol ünitesi, patlarlı modellerde de uygun karışımda yakıt. Bütün bu elemanların uyum içinde olması gerekir. Herhangi bir tanesinin uyumsuzluğu ya istediğiniz hızı sağlamaz, ya da arızalara neden olur. Göründüğü kadar zor değil mi ?
Üstelik bunları bilebilseniz dahi temin etmeniz epey zor olabilir. Elektrikli modeller için temini mümkün birkaç örnek tip aşağıda görülmektedir.
Graupner firmasına ait bir sistem. Elektrik motoru sol altta görülen adaptör sayesinde daha büyüğü ile değiştirilebilmektedir (keza pervane).
Yine aynı firmaya ait bir başka sistem. Nispeten daha büyükçe modellere uygulanabilen düşük voltajlı motorların büyük pervane çevirmesini sağlar. Motorlar redüksiyon ile şafta güç aktarır. Ancak devir kaybı söz konusudur. Direk bağlı motora göre yüzdürme süresi daha fazladır. Sürtünmeden doğan verim kayıpları vardır. Dişli oranları değişebilir. ( 1,5:1 - 2:1 - 3:1 )
Aktarma organları motorun ucunda şaftla bağlantıyı sağlayan kaplin ile başlar. Aslında önemli parçalardan biridir zira hatasız (eksantrik kaçığı olmayan) ve dayanıklı malzemeden yapılmış olması gerekir. Oynar kaplin (universal joint coupling) olması yapım aşamasında layn da oluşan minimal hataları giderir. Aksi taktirde ilk su koyveren elemanlardan biridir. Yukarıdaki ilk resimde esnek şaft kullanıldığı için kuyruktan hemen önce kaplin yoktur. İkinci resimde oynar kaplini aynı yerde görmek mümkündür.
Şaft ve kovan yeteri kadar kalın ve yüksek devirlerde salınım yapmayacak kadar sağlam olmalıdır. Kovan mutlaka ince gres ile doldurulmalıdır. Yarış modellerinin şaftları motor yağı ile her yüzüşten sonra yağlanmalı ve kovan ağızlarında yüksek devre uygun rulman bulunmalıdır. Ve pervane. Bu konu o kadar çeşitli ve önemlidir ki ayrı bir bölüm olarak yer alması daha uygun olur. İleride anlatırım.

Webmaster: Mehmet Salihoğlu